4 Şubat 2010 Perşembe

EMASYA pardon AMASYA Askeri Örgütü

Sina Akşin’in “Kısa Türkiye Tarihi” isimli kitabından mealen: 30 Mart 1919’da Sadrazam Damad Ferit, Vahideddin adına İngilizler'e sunduğu barış planında Arap topraklarından vazgeç(e)miyor ancak ülke yönetimini İngiliz mandasına bırakıyordu. Mustafa Kemal Samsun’dan Havza’ya geçtikten sonra 3 Haziran 1919’da güvendiği 11 kişiye gönderdiği genelgede, İzmir’in işgalinden sonra Paris Barış Konferansı’nda Damad Ferit’e güvenilemeyeceğini bildirdi, genelge gizli kalamadı. Bunun üzerine 8 Haziran’da hükümet Mustafa Kemal’e geri dönmesini emretti. Mustafa Kemal 10 Haziran 1919 günü bir genelge daha çıkartarak çeşitli Müdafaa-i Hukuk ve Redd-i İlhak örgütlerinin kendisine milli mücadele hareketinin önderliğini teklif ettiklerini, artık bu yola baş koyduğunu duyurdu. Böylelikle liderlik iddiasını deklare ediyordu. Aynı gün bazı asker arkadaşlarını Amasya’da toplantıya davet etti.

Amasya toplantısı 19 Haziran 1919’da, 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla (daha sonra yeni ordu örgütlenmesi nedeniyle 3. Ordu Müfettişi) Mustafa Kemal, 20. Kolordu (Ankara) Komutanı Ali Fuat (Cebesoy), 3. Kolordu (Sivas) Komutanı Refet (Bele) ve Rauf (Orbay) Bey’in katılımıyla başladı. Fiziken orada bulunmamakla beraber 15. Kolordu (Erzurum) Komutanı Kazım Karabekir ve 2. Ordu Müfettişi (Konya) Cemal’e (Küçük ya da Mersinli Cemal Paşa) telgrafla danışılıyordu.

Sina Akşin bu grubu "Amasya Askeri Örgütü" olarak isimlendiriyor ve soruyor: "Amasya Askeri örgütü bir cunta mıdır?" sonra yanıtlıyor: "Amasya Askeri Örgütü cunta sayılsa da mutlakiyetçi (ve feodal) bir padişaha ve saraya karşı özgürlük ve eşitlik adına mücadele etmesi, onu kendiliğinden 'daha demokratik' bir hareket kılar."

Şimdi dikkatinizi çekmek isterim, Vahideddin'in devlet yönetiminde II.Abdülhamid'i örnek aldığı, Meşrutiyet'ten hazzetmediği bir sır değil. Fakat, Sina Akşin'in bu 'cunta' yı 'daha demokratik' saydığı tarihten (Amasya toplantılarının yapıldığı tarih Haziran 1919) kısa bir süre sonra yani Aralık 1919'da Osmanlı Mebusan Meclisi için seçimler yapılacak, Meclis Ocak 1920'de toplanacak İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u 16 Mart 1920'de işgal etmesine dek çalışmalarına devam edecekti. Ahd-ı Milli (Misak-ı Milli) son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından yayınlanmıştı.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta, Sina Akşin'in "padişaha ve saraya karşı" diye nitelediği Mustafa Kemal'le Vahideddin'in yollarının Amasya toplantılarından çok daha sonra ayrılmış olmasıdır. 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi toplandığında, Padişah (yangından) ilk kurtarılacaklar arasında sayılır.

'Cunta'ya dönersek, Mustafa Kemal dışındakiler Cumhuriyet ilan edildikten sonra sürüm sürüm süründürülmüşler, yargılanmışlar, çok uzun yıllar siyasetten men edilmişlerdir. Demek ki kötü bir şey yapmışlar. Neymiş? Demek ki 'cunta' iyi bir şey değilmiş.

0 comments:

Yorum Gönder

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.