21 Şubat 2009 Cumartesi

İki resim arasındaki farkı bulun

Sivas Kongresi, 4 Eylül - 11 Eylül 1919 tarihlerinde yapıldı. Erzurum Kongresi'nin bölgesel çapını ulusal boyuta taşıdı, manda tartışmalarına sahne oldu. Erzurum Kongresi'nde tespit edilen 9 kişilik Heyet-i Temsiliye, devamsızlıktan mütevellit 16 kişiye çıkartıldı. Katılanlar Sivas Kongresi Hatırası olarak aşağıdaki fotoğraflarla tespit edildi.



Mustafa Kemal (Sivas Kongre ve Heyet-i Temsiliye Başkanı)'in solunda Şeyh Hacı Fevzi (Erzincan Nakşibendi şeyhi, Heyet-i Temsiliye üyesiydiyse de Sivas Kongresi'nden sonra memleketi Erzincan'a döndü, daha sonra birinci TBMM'ye Erzincan milletvekili olarak katıldı), Hüseyin Rauf (Orbay, Hamidiye kahramanı, Bahriye Nazırı olarak Mondros'u imzaladı. Sivas Kongre Başkan yardımcısı, Heyet-i Temsiliye üyesi, son Osmanlı Mebusan'ına katıldı, İstanbul'da tutuklandı İngilizler tarafından Malta'ya sürüldü, 1921'de Ankara'ya dönüşünde başvekillik yaptı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucularındandı, İzmir Suikast'inde yargılandı, 10 yıla mahkum oldu).

Sağındakiler, Kadı Hasbi Efendi (MK Samsun'a çıktığında Sivas Vali Vekili idi, görevini Sivas Kongresi sırasında da görev yapan Reşit Paşa'ya devretti), Bekir Sami (Kunduh, Eski Beyrut valisi, Sivas Kongre Başkan yardımcısı, Heyet-i Temsiliye üyesi, son Osmanlı Mebusan'ına katıldı, kapatılmasından sonra Ankara'ya dönüp ilk dışişleri bakanı oldu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucularından, İzmir Suikast'inde yargılandı, beraat etti), Ahmet (Alfred) Rüstem Efendi (Polonya asıllı, Osmanlı döneminde Washington Büyükelçisi, İstişari Heyet-i Temsiliye üyesi), Hüsrev Sami (Kızıldoğan. Eskişehir delegesi, askerlikten ayrılma, Heyet-i Temsiliye üyesi), Mazhar Müfit Bey (Hakkari delegesi, eski mutasarrıf, Heyet-i Temsiliye üyesi)

Fark, ikinci resimde Kadı Hasbi Efendi bulunmuyor. Tamam, Bekir Sami de ellerini kavuşturmuş fakat bu 'fark'tan sayılmaz.


Yazının devamı

19 Şubat 2009 Perşembe

150'likler

Refik Halit KarayRefik Halit KARAY (1888-1965)

Lozan Antlaşması'nda pazarlıklar sonucu 600 kişiden 150 kişiye indirilmiş bir sürgün listesi vardır. Milli Mücadele'ye muhalif kesim bu şekilde cezalandırılmıştır. Sürgün'e gönderilenler arasında Vahdettin'in maiyeti, Çerkes Ethem ve arkadaşları ile bazı gazeteciler de vardır. Mütareke döneminde Milli Mücadele'yi ciddiye almayan Refik Halit KARAY da bu listededir. 150'likler için 1938'de bir af kanunu çıkarılır. M.K.Atatürk'ün 150'likleri affetmesinin nedeninin Refik Halit olduğu söylenir. Kendisini tek başına affetmek istediği ancak Refik Halit reddettiği için herkesi affetiği rivayet olunur. Başka bir söylentiye göre , Refik Halit soyadı kanuna gıcık olduğu için, tersten okunduğunda da anlamı olan bir soyadı seçmiştir. Kendisi aslen Karay Türküdür.


Yazının devamı

16 Şubat 2009 Pazartesi

Hz.Hüseyin

İslamiyet, Kureyş aristokrasisine karşı gelişen bir halk devrimidir. Kureyş seçkinleri 3. Halife Osman (580-656)'la birlikte iktidarı yeniden ele geçirir ancak Osman'ın sonu halk tarafından linç edilmek olur. Osman'dan sonraki halife olan Hz.Ali'nin bir suikast sonucu öldürülmesi üzerine Osman ile aynı kabileden olan Muaviye (602-680) hilafetini ilan eder ve Emevi hanedanını başlatır. Peygamber torunu Hz.Hüseyin'i Kerbela'da katlederek Müslüman dünyasında sonu gelmeyecek bir ayrılığı da başlatmış olur.

Hz.Hüseyin
Hz.Hüseyin (626–680)


Devrimlerin içerden çürütülmesine başka bir örnek, önce bir Roma komutanı olarak hristiyanlığı yok etmeye çalışan Tarsus'lu Saul'ün (St.Paul) dışarıdan başaramayınca Petrus'a gidip hristiyan olduktan sonra Petrus'a rağmen sünneti ve domuz yasağını kaldırıp teslis (üçleme) inancının yerleşmesini sağlamasıdır.

Hz.Hüseyin'in kesik parmağı

Halk arasında Venk Kilisesi diye bilinen 9. yüzyıldan kalma tarihi Ermeni manastırı Surp Garabet Vank'ı Dersim’in Kızılbaş halkı için büyük öneme sahiptir. İmam Hüseyin’in yüzüğü takılı kesik parmağının altın bir kutu içinde bu manastırda saklandığı rivayet edilir. Rivayete göre Venk Kilisesinin keşişlerinden biri, Şam’a alışverişe gider. Kerbela’da şehid edilen, İmam Hüseyin’in başı mızrağa takılı olarak şehirde, Yezid’in askerlerince gezdirilirken, gördüklerinden dolayı teessüre kapılan keşiş, Emevi Hükümdarı Yezid’i, yüklü bir torba altın karşılığı, İmam Hüseyin’in mühürlü yüzüğünün bulunduğu kesik parmağını satın alarak Dersim’e gelir. Parmağı altın bir kutuya koyarak Venk Kilisesi’nde saklar. Kutunun bulunduğu oda, yöredeki Alevilerin ziyaretgâhı olur. Rivayete göre, kutu 1915 tehciri sırasında Seyit Rıza'ya teslim edilir. Seyit Rıza, 1937’de idam edildikten sonra eşyaları Ankara’ya götürülür. Dönemin gazetelerinde yayınlanan eşya listesine göre, Seyit Rıza ile birlikte Ankara’ya götürülenler arasında Şeyh Hasan Ocağına ait çok sayıda el yazma kitaplar, soy kütüğü (şecere), tarikat kütüğü (sülükname), fermanlar, hüccetler, beratlar, yol nizamnameleri, icazetnameler ve çeşitli belgeler vardır. Ancak, o günden sonra bir daha ne bu belgelerin, ne de İmam Hüseyin’in kesik parmağının akıbeti öğrenilememiştir.


...Ayşe Hür... Chronicle, 10




Hz.Hüseyin'in kabri

Emeviye Cami


Hz.Hüseyin'in kesik başının defnedildiği türbe. Emeviye Cami, Şam



Kiliseden çevrilme Emeviye Cami, içinde 4 ayrı mezhebin (Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli) ibadet ettiği 4 ayrı mihrap barındırıyor. İnsanlar bu camide sadece ibadet etmiyor aynı zamanda yaşıyorlar. Kerbela'da şehit edilen Hz.Hüseyin'in kabri, müslümanlarca Hz.İsa'nın dirildiğinde yeryüzüne ineceği yer olduğuna inanılan Ak Minare, Hz.Yahya'nın kabri ile ondan kaldığı rivayet olunan vaftiz kuyusu, Selahaddin Eyyubi'nin türbesi ve ilk Türk hava şehitlerinin (1914) mezarı da Emeviye Camii içinde. Bediüzzaman Said Nursi, ünlü Şam hutbesini (Hutbe-i Şamiye) 1911'de bu camide vermiş.


Yazının devamı

14 Şubat 2009 Cumartesi

Küba Füze Krizi

Jüpiter füzesi
İbrahim-2 Jüpiter Füzesi

1962 yılında dünya bir nükleer savaşın eşiğinden döner. Gözetleme yapan bir Amerikan U2 uçağı Küba üzerinde düşürülünce ada ABD tarafından ablukaya alınır. Kennedy ve Kruşçev arasındaki pazarlıkların sürdüğü saatler boyunca iki tarafın askeri yetkililerinden herhangi birinin insiyatif alıp savaşı başlatma ihitimali nedeniyle soğuk terler dökülür. Pazarlıkların uzamasının sebeplerinden biri iki ülke başkanı arasında henüz bir direk telefon hattı bulunmayışıdır.

Krizi sonlandıran anlaşmaya göre iki taraf karşılıklı olarak konuşlandırdıkları nükleer füzeleri geri çekeceklerdir. SSCB Küba’daki Ekim Füzelerini, ABD ise Türkiye’deki Jüpiter Füzelerini söker (yukarıdaki fotoğraf o füzelerden birine ait, ibo-2). Bu antlaşmadan Türkiye’nin haberi olmaz! Kriz ertesinde iki ülke başkanlarının arasında kırmızı telefon hattı çekilir.


Yazının devamı

1 Şubat 2009 Pazar

İpucu Beşlisi

MFÖ için "Türkiye'nin müzikte ulaştığı son nokta" desek yanlış olmaz herhalde. 1960 ve büyük doğumlular Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan Uğur'un MFÖ öncesini hatırlarlar ama ben gibi 1970 ve sonrası kuşak (meraklısı dışında) İpucu Beşlisi'ni tanımaz mesela. 1976'da Mazhar, Fuat, Özkan'a Galip Boransu ve Ayhan Sicimoğlu'nun katılmasıyla oluşan grubun yaptıkları bir kaç İngilizce sözlü şarkı TRT'de bulmaca olarak sorulunca, isimleri İpucu Beşlisi olarak kalır.


İPUCU BEŞLİSİ, Ayhan Sicimoğlu, Mazhar Alanson, Özkan Uğur, Galip Boransu, Fuat Güner


İzzet Öz'ün grubun Heyecanlı şarkısı için çektiği klip , Türkiye'nin ilk klibi sayılıyor (http://www.youtube.com/watch?v=uPH7ipY17FE). MFÖ'nün "Deli Deli" (kulakları küpeli) ve "Peki Peki Anladık" (sen neymişsin be abi) şarkılarını Ayhan Sicimoğlu için yaptığı söyleniyor

Sufi
MFÖ'nün 1988'de Eurovision'a ikinci kez katıldığı Sufi şarkısını icra ederken Mazhar Alanson'un giydiği yeleğin üzerindeki işaret zamanın faizsiz bankacılık yapan bankası Faysal Finans'ın sembolüne çok benzediği ve sufi, sofu'yla karıştırıldığı için eleştiri almıştı.





Çintemani





Triskele





Family Finans




Yazının devamı
Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.