23 Ocak 2009 Cuma

İznik - I

İznik Gölü’nün antik ismi Askania’dır. Homeros’un İlyada Destanı’nda Truva Savaşı zamanlarında adı geçer. İznik Gölü’nün batı yakasında Mysialılar, doğu yakasında ise Frigyalılar yaşardı. O dönemlerde İznik’in adı bağı bahçesi bol anlamında Helikore idi. Homeros Mysialılar’ın savaşta Troia’yalılara destek verdiğini yazar.


İznik Beştaş

Beştaş, Nişantaşı adlarıyla da bilinen anıt Roma dönemi M.S. 1 yy eseridir. Üzerindeki Yunanca kitabede “C.Cassius Asclepiodotus’un oğlu C.Cassius Philiscus 83 yıl yaşadı” yazılıdır. Kare kaide üzerine üst üste konulmuş üçgen prizma beş taştan oluşur. Çift başlı kartal arması olan altıncı taş, günümüze ulaşamamıştır. Anadolu’da bulunan nadir obelisklerdendir. Günümüzde İznik'in 4-5 km dışında Elbeyli'de şeftali ve zeytin bahçelerinin ortasında durur.



İz-nik ismindeki -nik hecesi Nik-aia’nın ilk hecesinden türemiştir. İlk hece ise Yunanca eis/is takısından gelir. İznik kelimesi bu iki hecenin birleşimi olan, “bu yol nereye çıkar?” sorusunun cevabı “Is-Nikaia” yani “Nikaia’ya” cevabından türemiştir.

Büyük İskender’in ölümünden sonra ilk olarak generallerinden Antigonos Monophtalmos tarafından ele geçirilir ve adı Antigoneia olarak değiştirilir. Antigonos'un MÖ 301’de Ipsos savaşında ölümünden sonra İznik Gölü ve çevresi Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos’un olur. Lysimakhos İznik’i yeniden inşa ettirir ve şehre karısının ismi olan Nikaia (Zafer Kenti) adını verir. Nikaia aynı zamanda Yunan mitolojisinde Dionysos tarafından sarhoş edildikten sonra tecavüze uğrayan bir su perisinin adıdır. Lysimakhos Efes’in şimdiki halini inşa ettiren kişidir. Artemis tapınağı çevresinde kurulu olan ilk Efes kenti suların yükselmesi nedeniyle bataklık haline gelmişken ve insanlar sıtmadan kırılırlarken bile tanrıçalarına bağlılıklarından dolayı Lysimakhos’un inşa ettirdiği ikinci Efes’e taşınmak istemezler. Lysimakhos yağmur mevsiminde su kanallarını tıkatarak halkı yeni Efes’e taşınmaya mecbur bırakır.

Lysimakhos MÖ 281 yılında Suriye Kralı Seleukos ile Manisa Ovası’nda yaptığı savaşta ölünce, İznik Seleukos tarafında yer alan Bityhnia Krallığı’nın kontrolüne geçer. MÖ I.yy’da Pontos Kralı Mithridates bütün Anadolu’yu dolayısı ile Bityhnia’yı ele geçirir. Zamanın emperyal gücü Roma İmparatorluğu Anadolu’ya bir ordu yollar. MÖ 87-63 yapılan savaşları Mithridates Roma ordusuna karşı kaybeder. Mithridates Balkanlar ve Güney Rusya üzerinden İtalya’ya saldırma girişiminde bulunsa da müttefikleri tarafından yalnız bırakılınca muvaffak olamaz ve intihar eder. Fakat bir emperyal güce başkaldıran ilk Anadolu’lu kral olarak tarihe geçer, mezarı Sinop’tadır. Böylece 12 polis’i yani kenti olan Bityhnia bir Roma eyaleti olur, başkent Nikomeida (İzmit) ikinci en büyük kenti ise Nikaia (İznik) dır. Bu iki kent Roma tarihi boyunca siyasi çekişme içinde olmuştur.

Mithridates’in oğlu Pharnakes Pontos Krallığı’nı yeniden canlandırmak isteyince büyük Roma imparatorlarından Caesar (Sezar) Anadolu’ya yürür ve MÖ 47’de Zela’da (bugünkü Zile) isyanı bastırır. Sezar ünlü “Veni Vidi Vici” mesajını buradan Roma’ya yollamıştır, dönüşte yolu Nikaia’dan geçer.

Kaynak: Sencer Şahin, Tarih Boyunca İznik, Türkiye İş Bankası



İznik Gölü

Şeyh Bedreddin Destanı'ndan

Bu göl İznik gölüdür.
Durgundur.
Karanlıktır.
Derindir.
Bir kuyu suyu gibi
içindedir dağların.

Bizim burada göller
dumanlıdırlar.
Balıklarının eti yavan olur,
sazlıklarından ısıtma gelir,
ve göl insanı
sakalına ak düşmeden ölür.

Bu göl İznik gölüdür.
Yanında İznik kasabası.
İznik kasabasında
kırık bir yürek gibidir demircilerin örsü.
Çocuklar açtır.
Kurutulmuş balığa benzer kadınların memesi.
Ve delikanlılar türkü söylemez.

Bu kasaba İznik kasabası.
Bu ev esnaf mahallesinde bir ev.
Bu evde
bir ihtiyar vardır Bedreddin adında.
Boyu küçük
sakalı büyük
sakalı ak.
Çekik çocuk gözleri kurnaz
ve sarı parmakları saz gibi.

Bedreddin
ak bir koyun postu üstüne
oturmuş.
Hattı talik ile yazıyor
«Teshil»i.
Karşısında diz çökmüşler
ve karşıdan
bir dağa bakar gibi bakıyorlar ona.
Bakıyor:
Başı tıraşlı
kalın kaşlı
ince uzun boylu Börklüce Mustafa.
Bakıyor:
kartal gagalı Torlak Kemâl..
Bakmaktan bıkıp usanmayıp
bakmağa doymıyarak
İznik sürgünü Bedreddine bakıyorlar..

Kıyıda çıplak ayaklı bir kadın ağlamaktadır.
Ve gölde ipi kopmuş
boş bir balıkçı kayığı
bir kuş ölüsü gibi
suyun üstünde yüzüyor.
Gidiyor suyun götürdüğü yere,
gidiyor parçalanmak için karşı dağlara.

İznik gölünde akşam oldu.
Dağ başlarının kalın sesli sipahileri
güneşin boynunu vurup
kanını göle akıttılar.

Kıyıda çıplak ayaklı bir kadın ağlamaktadır,
bir sazan balığı yüzünden
kaleye zincirlenen balıkçının kadını.

İznik gölünde akşam oldu.
Bedreddin eğildi suya
avuçlayıp doğruldu.

Ve sular
parmaklarından dökülüp
tekrar göle dönerken
dedi kendi kendine:
«— O âteş ki kalbimin içindedir
tutuşmuştur
günden güne artıyor.
Dövülmüş demir olsa dayanmaz buna
eriyecek yüreğim...

Ben gayrı zuhur ve huruç edeceğim!
Toprak adamları toprağı fethe gideceğiz.
Ve kuvveti ilmi, sırrı tevhidi gerçeklendirip
biz milletlerin ve mezheplerin kanunlarını
iptâl edeceğiz...»

Nazım Hikmet


0 comments:

Yorum Gönder

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.