3 Ağustos 2008 Pazar

Mustafa Kemal İngilizce bilir miydi?

Sn. Mehmet Ali Kılıçbay AKTÜEL’deki bir yazısında, Mustafa Kemal Fransız ekolü yerine İngiliz ekolünden gelmiş olsaydı, ya da Fransızca yerine İngilizce bilseydi daha şanslı olurduk diye düşünen aydınları eleştirmiş, İrlanda, Pakistan ve Irak gibi ülkelerin İngiliz sömürgeciliğinden çektiklerini -haklı olarak- hatırlatmış, Anglosakson kültürün elitist olduğunu eklemişti. Sn. Kılıçbay, Türkiye'nin kendi elitist yapısını kırmaya çalıştığı bu günlerde, Hindistan’ın kendine has yapısından ve demokrasi tecrübesinden bahsetmemişti.

Aslına bakacak olursanız Mustafa Kemal için İngilizce bilmiyordu demek haksızlık olur, o dönem verdiği demeçlere bir bakalım:

"Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim..." (Price, Extra-Special Correspondent, 14 Kasım 1918)

"...bütün Osmanlı milletinin İngilizler'den daha hayırhah bir dost olamayacağı kanaatıyla mütehassıs olmaları pek tabidir" (Minber, 17 Kasım 1918)


"Britanya Hükümetinin Osmanlılara karşı olan hüsnü niyetlerinden şüphe etmek istemem." (Vakit, 18 Kasım 1918)


Mustafa Kemal İzzet Paşa hükümetine Harbiye Nazırı olmak için desteğini istemek üzere İngiliz temsilcisi/ajanı Rahip Frew ile Pera Palas'ta buluşur. Vahdettin 15 Kasım, 29 Kasım, 20 Aralık 1918'de Mustafa Kemal'i huzuruna kabul eder. En son 12 Mayıs 1919'da "Paşa, paşa, devleti kurtarabilirsin diyerek" diyerek Samsun'a uğurlar. Mustafa Kemal'in devletlilerine yanıtı "Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceğime emniyet buyurunuz. Bana emir buyurduklarınızı bir an unutmayacağım" olur (Falih Rıfkı'nın kitabından). Bandırma gemisinde o kadar çok general rütbesinde asker vardır ki İngiliz istihbarat görevlisi J.G.Bennett gemiyi boğazda bekletir, Vahdettin'den olur alındıktan sonra Bandırma yoluna devam edebilir.

Rahmetli İdris Küçükömer Milli Mücadelenin antiemperyalist bir savaş olmadığını söyler. Hakikaten 1920-1922 arasında kaç İngiliz askeri ölmüştür Anadolu'da? Genelkurmay'ın verilerine göre "İstiklal Savaşı" nda verilen şehit sayısı 10,000 dolayındadır, bu rakamı Çanakkale ve Sarıkamış'ta verilen şehit sayısıyla kıyaslayınca -Tanrı beni affetsin- biraz sönük kalıyor. Musul meselesi daha sonuca bağlanmamışken, Hindistan’daki Müslümanlar nedeniyle İngilizlere ayakbağı olan Hilafet meselesi onları bile şaşırtacak şekilde pat diye halloluverir.

Anlaşılan, Mustafa Kemal İngilizce bilmiyordu belki ama İngilizler'le gayet güzel konuşuyordu.

5 yorum:

  1. 10.000 şehit epeyi sönük kalıyor...
    183.000 mevcutlu yunan ordusunu 48 saat içinde 75 bin muharip ile 4'e bölmek başarısı da sönük kalıyor. 4 yıldır yerleşmiş işgal ordusunu 9 günde 350 km kovalamak da sönük kalıyor. yok yok, yunan ordusu zaten ayrılacaktı izmir'den. hemi de kendiliğinden. şöyle en az 250.000 türk evladı daha öldüreceksin ki, anlamı olsun yau. dei mi!

    YanıtlaSil
  2. Yunanlılar'ın Anadolu'ya çıkışı Lloyd George'un Helen hayranlığından kaynaklanıyor. Bu hatayı Lord Curzon Kemalistler'le barışarak gidermiş zaten.

    YanıtlaSil
  3. sizden daha ilmi bir cevap beklerdim. ne ise, belki de vaktiniz yoktur. canınızı sıkmak istemem. o zaman emperyalizm de kont dooku'nun annesinden dayak yemesinden kaynaklanıyordur. ikimizin de memleketi iyonya'nın tarite helen kolonisi olduğunu biliyoruz, işgal yılı olan 1915'te izmir'de rum nufüsun türklerden çok olduğunu da biliyoruz. e o zaman helva yapmak için bir tek ingiliz şekeri gerekiyormuş. onu da lord curzon felan lütfetmiş dei mi? ama unutmamak lazım ki egeli rumlar zaten nerede ise 50 senedir bu işe hazırlanıyorlardı. hepimiz 1890 hadiselerini biliyoruz. hani şu girit'e askeri eğitim almaya giden rum gençleri yok mu yau!

    YanıtlaSil
  4. Oncelikle sunu belirtmeliyiz ki Ataturk salak degildi. O sirada dunyadaki tek super guc olan, hadi savasa dedi mi somurgelerinden bir kac milyon asker toplayabilecek uzerinde gunes batmayan ve zamanin en ustun teknolojilerinden birine sahip ustelik de rakiplerini 1.dunya savasinda imha etmis bir deve kafa tutacak kadar Enver Pasa degildi. Ataturk asiri pragmatist- cikarci bir insandi. Tabii siyaseten yoksa manevi evlatlarinin 3 milyon dolarlik gemileri ya da ex kayinbabasinin 1 milyar dolarlik medyasi hic olmamisti. Manevi kizini savasa pilot olarak gonderirken belki esir duserse tecavuze ugramasin diye de tabanca verebilecek kadar cesur ya da pragmatist bir adamdi. 57. alayi gozunu kirpmadan ihma olmaya yollayabilmisti, sirf bir kac dakika kazanabilmek icin, ya da binbir zorlukla topladigi orduyu sakarya'nin dogusundan baskente kadar cekmek yerine imha olmasina yol acabilecek hatti mudaha yoktur sathi mudafa vardir emrini verecek kadar acimasiz bir pragmatisttir. Burdan zalim oldugunu cikartmayin tabii ki.Kazanmak icin her seyi goze alan bir komutanin halet-i ruhiyesini tasir.Bir asker olarak gozunu kirpmadan birlikleri imhaya gonderse de savasin gereksiz oldugunu bilir. Politikaya onem verir. Eger o gunku ingiliz yonetimi patalojik sekilde turkiye'yi yok etmek ve yunan topragi haline getirmek istemeseydi Ataturk sarayda pek ala siyaset yapabilirdi, bir damat ferit olmazdi ama damat m.k olurdu ve yine de elinden geleni yapmaya calisirdi. uzak goruslulugu sayesinde 2.dunya savasinin cok yakin oldugunu anlamisti, mussolini ve belki de stalin'in tekrar turkiye'den toprak isteyebilecegini dusundugunden ingilizlerle anlasma yapmayi dusunmus ve ingiliz kralini ki o kral ya da babasi kendisinin sadece 20 yil once en buyuk dusmani idi vatanina cagirip baris paktina davet etmisti. Sunu unutmayiniz buyuk devletlerin dostlari degil cikarlari vardir aynen buyuk adamlarin ki gibi. bu yuzunden bugun su an tayyip nasil asla abd ye posta koyamiyorsa Ataturk de o zaman isgal altindaki bir ulkede ingilizlere posta koyamiyordu. butun kurtulus savasi boyunca ailesi istanbul'da ingiliz isgalinde yasamisti, tipki F. Altay'in ki yunanlilarin en buyuk basagrilarindan biriydi ailesinin butun kurtulus savasi boyunca izmir'de yasamasi gibi. saray kabinesine gecerek ulkenin isgalini siyaseten yavaslatmayi dusunmustu hatta belki ingilizlerle anlasma yapabilecegini. ama ing istihbarati onun coktan milliyetci oldugunu bildigi icin asla ona gorev vermedi. ulkede vatan haini milyonlar varken neden bir vatansevere gorev versinler ki? ataturk bir fransiz ozellikle de napolyon hayranidir mesruti monarsiye karsidir, ingiliz tipi ya da osmanli tipi farketmez. o tam bir laik fransiz cumhuriyeti asigiydi. ama aptal olmadigi icin super gucle iyi gecindi. k.irak'i kaybettiginde simsekleri cekecek bir operasyona girmedi. stalin' e posta koyan bir ataturk musul'a operasyon duzenleyemez miydi? evet ama ya dev ing ordusunu harekete gecirseydi. bu riske girmedi zamana birakti, tipki hatay meselesi gibi. sonraki hukumetler biraz daha cesur olsaydi musul da kibris da hatta belki bati trakya da bizimdi, ya da ataturk cok degil erbakan ya da s.demirel kadar yasayip isbasinda kalsaydi.
    yoneticilik satranc gibidir beklemsini bileceksin ve gerekirse sadece piyonlari degil kaleyi ati ve hatta veziri feda edebileceksin. yani gururu bile.o gunku turkiye degil de bugunku turkiye ataturkun elinde olsaydi ne olurdu bir dusununuz?
    L.A.dan biri
    bu arada curzon seyinin keyfine kemalistlerle barismadi, kumarda helenler kaybettigi ve hint muslumanlari maraza cikardigi icin mecbur kaldi. yani buna zorlandi. mat olmamak icin veziri feda etti. anlayana.

    YanıtlaSil
  5. Adsız kardeşim, abim ya da ablam, her kimsen(iz),

    Farklı şeyler söylemiyoruz, 'emperyalim'e karşı savaştık mitini pek güzel alaşağı etmişsin(iz). Türkiye'yi İttihat ve Terakki'nin ha A kadrosunun ha B kadrosunun diktası yönetmiş, çok da önemli değil. Ha teokratik ha pozititivist dogma ne farkeder?

    YanıtlaSil

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.