4 Mart 2008 Salı

Neden Kara Harekatı?

1979 İran İslam Devriminin ardından 1980’de Türkiye’de gerçekleşen 12 Eylül ihtilali (‘Our boys have done it’) ve İran-Irak Savaşı, Polonya Dayanışma Hareketine Vatikan’ın desteği ardından 1981’deki Papa suikasti, Afganistan’da SSCB’ye karşı ABD’nin mücahitleri desteklemesi ardından bunun 9/11’e ve Irak’ın işgaline zemin hazırlaması gibi zincirleme olaylar Soğuk Savaş’ın son hamlelerinden birkaçı idi. Soğuk Savaş ABD’nin galibiyeti, SSCB ve Doğu Bloku’nun parçalanması ile sona erdi ancak savaşın sona ermesinin I. ve II. Dünya Savaşları’nın ardından olduğu gibi yeni bir paylaşım savaşının başlamasına neden olması kaçınılmazdı. Üstelik Rusya da bir süredir sanki bir mağlup gibi değil de, Doğu Bloku ülkelerinin yükünü üzerinden atmış olmanın hafifliği ile ileriye sıçramak için bir adım geri atmış bir koşucu gibi enerji savaşlarına hızla daldı. Bugün Rusya, ABD ve bunların bağlaşıkları enerji savaşlarında değişik cephelerde pozisyon almaya çalışıyorlar.

Türkiye ABD eksenli politika üretmeye devam ettikçe Rusya’dan uzaklaşıyor. Rusya’yı Samsun-Ceyhan petrol boru hattına doğru itelemek için Türkiye’nin boğazlara koyduğu rezerv geri tepti, Rusya Yunanistan Bulgaristan ile Transtrakya petrol boru hattı için anlaştı. Yine de Samsun-Ceyhan petrol boru hattının tamamen rafa kalktığını zannetmiyorum çünkü Rusya ile ABD arasındaki enerji savaşlarında çok kritik bir kesişimde duruyor. Geleneksel olarak Rusya Kuzey-Güney, ABD Doğu-Batı enerji hatlarını inşa etmeye çalışıyor. Rusya bir gelecekte bu boru hattına ihtiyaç duyabilir, liberal eğilimleri olan Gazprom başkanı Medvedev’in Rusya’nın yeni devlet başkanı olması ilişkileri yeniden ısıtabilir.

Enerji Savaşlarında Türkiye’nin kendine kırmızı çizgiler çekerek saf tutmaya çalıştığı diğer cephe Kuzey Irak. Terör, Soğuk Savaş döneminde rakiplerin gücünü zayıflatmak için desteklenen ve kullanılan bir aparatken, Soğuk Savaş sonrası paylaşım döneminde yayılmacı emellere ulaşmayı kolaylaştıran bir katalizör işlevi görmeye başladı. Soğuk Savaş dönemi örgütlerinden biri olan ASALA’nın yok olmasına rağmen PKK’nın Soğuk Savaşın bitiminden 20 yıl sonra bile hala ayakta olması manidar.

İsmail Beşikçi Derya Sazak’la 2006 Mart’ında Milliyet’te yaptığı söyleşisinde 'Öcalan ancak devleti konuşabilir. Çünkü devletin denetimi altında' diyordu ve şöyle devam ediyordu ‘Öcalan, örneğin savaş ilaİsmail Beşikçi, Derya Sazakn ediyor! Devlet adım atmadı diyor, tekrar silaha başvurun (diyor). Bu kadar denetim altında bunu nasıl söyleyebilir? Demek ki, devletin de böyle bir istemi var’. Öcalan’ın 1999’da Kenya’da yakalandıktan sonra uçakta getirilirken söylediklerini hatırlarsak: ‘Benim annem Türk, her türlü hizmete hazırım’. Bu sözlerin kurgulanarak kamuoyuna yansıtılışı operasyonun psikolojik harekat yönünü tamamlıyordu. O gün olduğu gibi bugün de devlet kontrolünde olan Öcalan’ın vermesi istenen mesajlar dışında dışarıya sesini ulaştırması çok güçtür. Gerçi üniversite öğrencisiyken MİT koridorlarında görüldüğünü, devletin kendisini kontrol etmeye çok daha önce başladığını, Uğur Mumcu’nun ölümüne de bu bağlantıyı kamuoyuna duyurmak arzusunun neden olduğunu iddia edenler de vardır.

Orta Asya ve Orta Doğu petrol-doğal gaz kaynaklarının Avrupa ülkelerine taşınmasını hedefleyen Nabucco (nam-ı diğer, Babil'in asma bahçelerini yaptıran, İsrailoğullarını Babil’den süren kral Nebukatnezar) projesi ile Batılı güçler Doğu-Batı hattından Azeri, Irak, İran ve kısmet olursa Türkmen doğal gazını Avrupa'ya taşımak niyetindeler. Kosova bağımsızlığını ilan ederken, Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi Rusya ve ABD arasında süregiden rekabette eşzamanlı iki hamle olarak dikkat çekti. Türkiye özelinden bakarsak yapılan Kara harekatının gerekçeleri, savaşın bitirilmesi ihtimalini ortadan kaldırmak, Nabucco bölgesinin güvenliğinin Türkiye tarafından sağlandığının gösterilmesi. Bir başka iç neden son zamanlarda Hava Kuvvetlerinin sürekli ön planda olması, operasyonları domine etmesi olabilir. Bu durum, içinden Genelkurmay Başkanı’nı çıkaran Kara Kuvvetlerinin bir gövde gösterisi yapma heves ve arzusu yaratmış olabilir. Komutanlıklar arasında Milli Savunma bütçesinden pay alma savaşını hesap etmek gerekir. Aynı mantıktan yola çıkarak Irak sınırında hiç şansı olmayan Deniz Kuvvetlerinden yakın zamanda Ege’de bir güç gösterisi ya da Kıbrıs’ta Hristofyas’ın seçilmesi ile oluşan bahar havasını dağıtmak amaçlı Ergenekonvari bir atak şaşırtıcı olmayacaktır.

0 comments:

Yorum Gönder

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.