11 Mart 2007 Pazar

SURİYE'deki Sürprizler

HAMA'NIN DERTLİ DOLAPLARI
SURİYE'de karşımıza çıkan sürprizlerden bahsedeceğim, gezi hakkında detaylı malumatı daha sonra verebilirim umarım. İki günlük gezinin en vurucu noktası Suriye'nin büyük şehirlerinden biri olan HAMA'daki su dolapları idi. Hama şehrine bu dolaplardan dolayı Medinetun Nevair (su dolapları şehri) deniyor. Asi nehrinin sularını daha yüksekteki su kemerlerine taşımak için tahtadan yapılmış bu dolaplar dönerken öyle yakıcı bir ses çıkartıyorlar ki, Yunus'a ve Pir Sultan'a kendileri için şiir dahi yazdırmışlar. Ahmet Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu'nun en bilinen korali (koro ile söylenen ilahi) Yunus'un bu "Dertli Dolap" şiiri imiş.

DERTLİ DOLAP
Dolap niçin inilersin, Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya Aşık oldum, Onun için inilerim
Benim adım dertli dolap, suyum akar yalap yalap
Böyle emreyledi Calap, Derdim vardır inilerim

Beni bir dağda buldular, Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler, derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyım, Ne tatlıyım ne Acıyım
Ben Mevlaya duacıyım, Derdim vardır inilerim

Şol dülgerler beni yondu, her azam yerine kondu
Bu iniltim Haktan geldi, Derdim vardır inilerim
Yunus burda gelen gülmez, Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz, Derdim vardır inilerim
YUNUS EMRE


Ali Ali deyip ne inilersin
İnilersin dolap derdin ne senin
Sen de benim gibi yaralı mısın
İnilersin dolap derdin ne senin

Kim söktü getirdi seni yerinden
Dağlar taşlar ah eyleyi zarından
Sen de mi ayrıldın nazlı yarinden
İnilersin dolap derdin ne senin

Pir Sultan'ım ahım arşa dayandı
Hasret narı ile yüreğim yandı
Yoksa Hüseyin'den haber mi geldi
İnilersin dolap derdin ne senin
PİR SULTAN ABDAL


SURİYE-İSRAİL-İRAN
Başka bir sürpriz -benim için elbet- Şii'lerin ve Şii'liğin Suriye'deki görünürlüğü ve etkisi oldu. Her dükkan ve her köşe başında ya Hafız Esad ya da şimdiki Devlet başkanı Beşar Esad'ın posterlerini (asmak mecburi gibi bir şey) görmek beni o kadar şaşırtmadı da,
bu ikisi ile birlikte ve/veya tek başına Irak'lı Şii lider Muktada es-Sadr'ın resimlerini görmek ilginç idi. Şam'da Hamidiye Çarşısı'nda (II.Abdülhamit'in yaptırdığı bir çarşı) bir esnafla İsrail'le son hava sahası ihlali krizini konuştuğumda neden "Asıl hedef İran'dı" dediğini daha iyi anladım. Dediğine göre İsrail bu tecavüzü Suriye'nin tepkisini ölçmek için yapmıştı, Suriye'nin cevap verebilecek hava savunma sistemleri ya da yeni silahları var mı görmek istemişlerdi (1974 savaşından önce de aynı şeyi yapmışlar). "Peki Suriye'nin yanıtı ne oldu?" dedim, "nothing" diye karşılık verdi, -varsa- ellerindeki silahları göstermek istemediklerini umuyor.


Ben-Suriye'de-uzay gemisi-gördüm

Kanuni'nin 1554'te Mimar Sinan'a yaptırdığı Süleymaniye Külliyesi'nin bahçesi Ordu Müzesi olarak tanzim edilmiş. Bahçede ne görsem beğenirsiniz? Sovyetler Birliği tarafından hediye edilmiş bir "uzay gemisi kapsülü" ! Taa Baykonur'a gitmenize gerek yok yani.






Vahdettin'in Mezarı


Aynı külliye'nin bahçesinin başka bir bölümü ise son Osmanlı hanedanının aile mezarlığı olarak ayrılmış. II.Abdülhamit, V.Murat ve Abdülmecit'in çocukları ve torunlarından başka San Remo'da vefat eden Vahdettin de burada yatıyor. Mezarı oradakilerin en sadesi. Rehberin naklettiğine göre Turgut ÖZAL, Süleyman DEMİREL ve Abdullah GÜL mezarlığı ziyaret etmiş, Turgut ÖZAL etrafındakileri gönderip Vahdettin'in mezarı başında 45 dakika ağlamış.




EMEVİYE CAMİ


Kiliseden çevrilme Emeviye Cami, içinde 4 ayrı mezhebin (Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli) ibadet ettiği 4 ayrı mihrap barındırıyor. İnsanlar bu camide sadece ibadet etmiyorlar, aynı zamanda yaşıyorlar.





Hz Hüseyin'in kesik başının defnedildiği türbe,





Müslümanlarca Hz.İsa'nın dirildiğinde yeryüzüne ineceği yer olduğuna inanılan Ak Minare,


Hz.Yahya'nın kabri ile ondan kaldığı rivayet olunan vaftiz kuyusu, Selahaddin Eyyubi'nin türbesi ve ilk Türk hava şehitlerinin mezarı (1914) da Emeviye Camii içinde. Son olarak Bediüzzaman Said Nursi, ünlü Şam hutbesini (Hutbe-i Şamiye) 1911'de bu camide vermiş.



MODERN MAHREM







ŞAM''ın şekeri



ve şekercisi




Kasyon Tepesi'nde Damaskus-Dimeşk-Şam Şıngır Mıngır




HALEP Kalesi'nden HALEP


2 yorum:

  1. Bir soru soracağım; Ben Urfa'yı ya da Mardin'i gezmenin Suriye'yi gezmekten farklı olmayacağını düşünüyorum. Neden Avrupa değil de Suriye? Neden Stokholm, Münih, Paris değil de Şam?

    YanıtlaSil
  2. Gönül önce Bağdat'a gitmek isterdi ama kısmet değilmiş

    YanıtlaSil

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.