22 Temmuz 2007 Pazar

Kıbrıs'ı verdik, Adakale bizde kaldı

Türkiye’nin Avrupa Devletler Topluluğu içinde yer alması hayati önem arz etmektedir. Bu, ülkenin toprak bütünlüğünü koruyacağı gibi müslüman halkın ve azınlıkların hakkının hukukunun da garantisi olacaktır. Ancak öncelikle kanunlarımızda ve mevzuatlarımızda yapılması lazım gelen iyileştirmeler mevcuttur. Müttefiklerimizin Kıbrıs konusundaki önerileri dikkate alınmalıdır ve hatta Kıbrıs’ın tamamı, İngiltere’ye -geçici bir süreliğine- üs olarak kullanması için tahsis edilebilir !

Bir terslik mi var? Türkiye yerine Osmanlı Devleti koyarak bu hayali metni tekrar okuyalım:

Osmanlı Devleti'nin Avrupa Devletler Topluluğu içinde yer alması hayati önem arz etmektedir. Bu, ülkenin toprak bütünlüğünü koruyacağı gibi

Balkanlar’daki eyaletler bir bir isyan etmekte, Rusya Osmanlı’yı hem Balkanlar’da hem de Doğu Anadolu’da perişan etmektedir. Rusya’nın güçlenmesini istemeyen İngiltere ve Fransa, Kırım’da (1853-1856) Osmanlı’nın yanında Ruslar’a karşı savaşır. İngiltere Gelibolu’ya ilk o zaman asker çıkarır. Böylece Osmanlı’nın zamansız parçalanması önlenir. Paris Antlaşması (1856) ile Osmanlı Avrupa Devletler Topluluğunun bir üyesi olmuştur. Avrupalı devletlerden büyük borçlar alınmasına neden olan Kırım Savaşı Osmanlı’nın mali olarak belini büker, Düyunu Umumiye ile sömürgeleşir ve sonraki bir çok nesli de borçlu kılar.

müslüman halkın ve azınlıkların hakkının hukukunun da garantisi olacaktır. Ancak öncelikle kanunlarımızda ve mevzuatlarımızda yapılması lazım gelen iyileştirmeler mevcuttur.

Paris Antlaşması’nın şartlarından birine göre Osmanlı padişahının 28 Şubat 1856'da ilan ettiği "Islahat Fermanı" ilgili devletlere tebliğ edilecekti. Devletin bir iç meselesi olan ve ülkede yaşayan tebanın hak ve hukunu düzenleyen Islahat Fermanı'na antlaşma metni içinde yer verilmesi, izleyen yıllarda Avrupa’nın her konuda Osmanlı’nın içişlerine müdahalesinin yolunu açar.

Müttefiklerimizin Kıbrıs konusundaki önerileri dikkate alınmalıdır ve hatta Kıbrıs’ın tamamı İngiltere’ye -geçici bir süreliğine- üs olarak kullanması için tahsis edilebilir !

Paris Antlaşması’ndan yaklaşık 20 yıl kadar sonra, 93 harbinde (Hicri 1293) yani 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında bu sefer Meriç’i geçip İstanbul-Yeşilköy’e kadar gelen Ruslar'la tarihimizdeki ilk Sevr olan Ayastefanos Antlaşması (1878) imzalanır. II. Abdülhamit Ruslar’ı durdurabilmek için İngilizler’e Kıbrıs’ı sunar. Kıbrıs geçici olarak İngiliz yönetimine verilir amma ve lakin İngilizler şartlı olarak girdikleri adayı Ağustos 1959'da Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilinceye kadar ellerinde tutarlar, adada hala bir üsleri bulunmaktadır.

İşte, 19.yy’da hâl böyleyken böyle imiş. Peki ama hiç mi iyi bir şey yok canım bu tarih denen merette? Olmaz mı;

Ruslar’dan çekinen Avrupalılar onları Ayastefanos Antlaşmasının yerini alan Berlin Antlaşmasına (1878) zorlarlar. Osmanlı için şartlar Ayastefanos’a göre daha hallicedir. Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve Karadağ ayrı birer prenslik olur, Bosna-Hersek vilayeti Avusturya-Macaristan'a, Teselya Sancağı Yunanistan'a bırakılır ama Tuna Nehri üzerindeki Adakale unutulduğu ve ismi Berlin Antlaşmasında geçmediği için ada Osmanlı yönetiminde kalır.


Adakale (Ada-Kaleh) Osmanlı tarafından 1691’de fethedilmiş, Romanya ile Sırbistan arasında, Tuna nehri üzerinde, uzunluğu 1800, genişliği 400 metre olan bir adadır. 1923’e kadar Osmanlı egemenliğinde kalan bu adacık Lozan Antlaşması ile Romanya’ya bırakılır. İşin enteresan tarafı İsmet Paşa Lozan’da Adakale için çok uzun süre direnir hatta görüşmeler kesilme noktasına kadar gelir, sonra Ankara’dan gelen gizli bir telgrafla İsmet Paşa Adakale’den vazgeçer.

1967’de, Romanya ve Sırbistan Tuna üzerine bir baraj yapmaya karar verince Adakale sular altında kalır. Adada yaşayan çoğunluğu Türk 1000 kadar kişinin bir kısmı Romanya içlerine, büyük bir kısmı ise Türkiye’ye göçer. Zamanın başbakanı Demirel 13 Eylül 1967’de Romanya’yı ziyarete gider ve orada yaşayan Türkler’i yurda getirir.

Velhasıl hikaye böyle, Kıbrıs'ı verdik ama Adakale bizde kaldı, onu da seller aldı...


Adakale


Adakale'ye ilişkin netteki kaynaklar:
Tuna’ya gömülü son Osmanlı adası
"Müslümana Ada Kaleh"
Adakale'nin coğrafi konumu

3 yorum:

  1. Abdülhamit Han'ı sakın Türk Düşmanı göstermeye çalışma.II Abdülhamit Han zamanında borçlar çok ciddi oranda azaltılmıştır, eğitim kurumlarının sayısı kat kat arttırılmıştır. Rusları Kıbrısı İngilizlere geçici olarak vermeyi önererek durdurtmuştur. Aksi halde Ruslar Marmara Bölgesinin içlerine kadar girebilirdi. Osmanlı Devletinin o zamanlarda yapabileceği diğer devletler arasında dengeyi korumaktı. Yani Osmanlı karşısındaki bir tehdite karşı güç oluşturmak. O zamanlarda Almanyaya verilen Hicaz Demiryolu Projesi, İngilizlere karşı Almanları güçlendiriyordu. Peki Abdülhamit tahttan indirildikten sonra ne oldu ? I Dünya Savaşına sömürge kralı İngilizlerin karşısına güçsüz almanlarla çıktık, hayatta kalma savaşı verdik. Keşke geçmişimizi daha iyi anlasak.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Çoğunluk Azınlıklar din kuralları ve ibadet saygı, panik almaya gerek yoktur!


    kktc araba

    YanıtlaSil

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.