20 Temmuz 2007 Cuma

Lozan Mübadilleri

1922'de Türkler'in Kurtuluş Savaşı Zaferi, Yunanlılar'ın ise yaşadıkları ‘Küçük Asya Felaketi’ (Asia Minor Disaster, Catastrophe) ardından Ege'nin iki yakasından karşılıklı büyük bir göç başladı. 30 Ocak 1923'te Lozan’da imzalanan 'Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi'yle resmiyete kavuşan tarihin ilk zorunlu göçünde, (İstanbul’daki Ortodoks Rumlar ile Batı Trakya’daki Müslümanlar hariç) Yunanistan’da yerleşik bütün Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik bütün Ortodoks Rumlar Yunanistan’a gönderildi. Yaklaşık 2 milyon kişi yerini yurdunu bırakmak zorunda kaldı.

Lozan Mübadilleri Vakfı

Yunanistan'daki yer adlarının birbirinden farklı, Türkçe, Makedonca ve bugünkü Yunanca versiyonları mevcut. Türkçe adları bugünkü Yunanistan haritalarında bulmak mümkün değil, dedelerinizden ninelerinizden dinlediğiniz göç hikayelerindeki köyleri şehirleri harita üzerinde bulamıyorsanız, Lozan Mübadilleri Vakfı'nın mail listesine ve sitesine bir göz atmanızı tavsiye ederim. Vakıf, mübadele anılarını taze tutmak, Ege'nin iki yakası arasında bir dostluk köprüsü oluşturmak için bazı etkinlik ve faaliyetler düzenliyor.

Kendi ifadeleriyle Lozan Mübadilleri Vakfı'nın amacı şöyle :
Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti ile Yunan hükümeti arasında 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan şehrinde imzalanan “Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi” kapsamına giren mübadillerin;
Kültür, sanat, folklorik değerlerini korumak, yaşatmak,

Yakın tarihimizi ve mübadeleyi bilimsel olarak araştırmak, belgelemek,

Mübadillerin geride bıraktıkları insanlık mirası olan kültür varlıklarının korunması için çaba göstermek,

Türkiye ve Yunanistan halkları arasındaki dostluk, sevgi ve işbirliğini geliştirmek ve barış kültürünün yerleşmesi için çaba göstermek,

Mübadiller ve sonraki kuşaklar arasındaki sosyal ve kültürel dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlamaktır.

7 yorum:

  1. Ne kadar habersisiz atalarımızın yaşadığı yerlerden , ilgisiz ve meraksız. Nedir bizi bu kadar duyarsız yapan geçim derdimi
    Çanakkale de dedelerinin öldüğü yerde Avustralyalı torunları sabahlıyor. Biz ise sorsalar şehit dedelerimizin ismini bile bilmiyoruz. Kime sorsanız mübadillerin çoğu Selanikten geldik der. Köyünün kasabasının ismini bilmez. Bunu derin detaylı bir araştırmayla bulmamız gerekir.
    Bu kadarmı geçmişimizi çabuk unutuyoruz. Unutanlarda bir gün unutulur.

    YanıtlaSil
  2. Selam, Bilmediğim birkaç konu var. Bize bugüne kadar hikaye anlatıldığını düşünüyorum. 1- Türk bayrağının nasıl meydana geldiği? 2- Vahdettin Atatürk'e altınla dolu gemiyle Anadoluda devlet kurmasını söyledi mi? Kürtlerin atalar gerçekten Türk mü? Türkler eskiden mongoloid miydi? Eğer mongoloidse şu anda anadoluda melez bir halk vardır. Bu doğru mu? Ermeniler mi Türkleri kesti Türkler mi ermenileri kesti? Ya da hangisi daha çok kesti? Ermenilerin ataları Urartular mı? Baltacı atamız, katerinayla aşk yaşadı mı? Fatih Sultan Mehmet'in annesi rum muydu? Koç ailesi hristiyan ve karaborsacı mı? Güneş dil teorisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Türk tarihi hakkında kaynak olarak kullanılan çin kaynakları güvenilir midir? Bu sorular, hem benim hem de pek çok kişinin kafasını kurcalıyor. Cevaplayabildiğiniz kadar yazarsanız memnun olurum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Blog'daki yazılarda soruların bazılarının yanıtları var, bulmak için biraz zahmet gerekiyor. Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  4. http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=7838

    Blogunuzdan yukarıdaki adrese link vermişsiniz. Aradığım cevaplardan birini bulurum diye düşünmüştüm ama yanılmışım.

    "2003'te değişik bölgelerden 523 kişi ile yapılmış bir çalışma olan Cinnioğlu araştırmasına (http://hpgl.stanford.edu/publications/HG_2004_v114_p127-148.pdf)"

    523 kişiyle yapılan bir deney nasıl olur da 70 milyon genellenir? Bu nasıl bilimsellik?

    "Mitokondri, milyonlarca yıl önce tek hücreli virüs benzeri müstakil bir canlı iken, evrim sürecinde hücre ile ortak bir yaşamı tercih ettiğinden, kendine ait bir gen bilgisi barındırıyor."

    "Bugün Anadolu'da Orta Asya'dan gelen Oğuz geni ya da bir başkası baskın değil belki, ama anlaşılan birlikte taşınan Türk kültürü bu topraklara hakim olmuş."

    Bu paragraf ise habercinin kötü niyetini, insanların kafasını karıştırma gayretini yansıtıyor. Haberci, kendi kökeni farklı diye "Anadolu'da zaten Türk ırkı baskın değil" demesi; kendisini azınlıkta hissetmesinden ileri gelir.

    Kesinleşmemiş teorileri kesin doğru bilgiymiş gibi kullanmışlar. Radikalin(Doğan grubu) haberlerine zaten güvenmem, maksatlı haber yapmışlar.

    YanıtlaSil
  5. Blogunuzun sağ panelini biraz düzenlerseniz kullanılabilirliği arttırabilirsiniz. Arama eklentisini sağ en üste ve kategorileri de bunun altına getirirseniz daha iyi olur.

    YanıtlaSil
  6. Çok şakacısınız, Radikal2'deki o yazı bir haber değil, günahı sevabı bana ait bir yazı.

    YanıtlaSil
  7. Tamam, Doğan yayın grubundan yayınlanan dezenformasyon maksatlı haberleri biriktiriyordum.) bu konuyu ve mitekondrinin evrimi hikâyesini irdelemeyeceğim. Aklıma takılan şu soruya ne diyeceksiniz?

    Latin alfabesi devrimi, Türk toplumunun tarihi ile olan bağını kopartmıştır. Bir millet bir gecede okuma yazma bilmez duruma getirilmiştir. Ben kendi ülkemdeki el yazması ya da eski resmi evrakları okuyamaz haldeysem tarihimi, atalarımı, kültürel birikimlerimi nasıl öğrenebilirim?

    Bu konuda yazmayı düşünür müsünüz?

    YanıtlaSil

Banner from George Steinmetz

(*) Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.